Edebiyat Dergisi
Yayınları
7019. Gösterim
Milli Gazete, Sanat, 16 Eylül 1978
Şüphesiz, giderek ülkeyi saran bir olumsuzluk yayıyor bu kent: siyasal olumsuzluk. Nuri Pakdil ‘xBir Yazarın Notları’nda şöyle diyor: “içinde yanan bir CADI: siyasa-”, “Ankara, sürekli, siyasal ölüler yığıyor kalbime”.
Selçuk Baran’ın ‘Mısırlar’ öyküsündeki Kenan sözüne Tevfik Fikret’in ‘Sis’ şiirini okuyarak şöyle sürdürür “Örtün evet ey haile Ey şehr/ Örtün ve müebbed uyu! Nasıl! Tam bize göre değil mi?” Kent ölüme yargılanmaktadır ‘müebbed uyu’ denilerek.
Yönetim batıcıdır. Siyasal olumsuzluk, anamalcılığı, vurgun düzenini doğurmuş, kamçılamıştır. İnsanlar erdemsizliğe itilmiştir. Kenan sözünü sürdürür: “Ne yani, inanmıyor musun? O madrabaz heriften komisyon almadın mı şu banka kredisi için?” İnsanlar çamura öylesine bulanmıştır ki nereye el atsanız elinize bulaşmaktadır bu çamur. Yalnız Kenan mı bulaşmıştır bu pisliğe? Kayınbabası Mahmut Efendi’ye seslenerek: “Ya sen? Kim bilir sen ne haltlar karıştırıyorsundur!”
Şüphesiz tüm bunların temelinde, uygarlığımızdan, yerli düşünceden kopma var, bu kopmanın getirdiği olumsuzluk var, batıcılığı seçme yalnışlığı var. Batı ki emperyalizmin, sömürgeciliğin simgesi olmuştur.
Batıcılığa yaranmak adına onurunu yitiren Türk aydınının, kurulu düzen ve kurumlarıyla yürüttüğü yoğun kampanyaya karşın halkın batıcılığı benimsemediğini, direndiğini, kendi inancından kaynaklanan uygarlığını istediğini görüyoruz. İşte elli yıldır bu topraklarda yaşayan insanların ilenci birikiyor bu kentin üstüne. Hala ayaktaysa sabırlı toprağın üstünde olduğundan. Altındaki toprak ta çürüyecek birgün ve çökecek.
Kara bir yazı oldu bu. Ankara, karayazıdır çünkü.
EDY © 2002 - 2016 | Hata Bildirin | Yasal Uyarılar | eMail Kayıt | Mobil Cihazda Aç | +90 532 291 7896 |